]]>

24 Ekim 2011 Pazartesi

Teknolojiye Yön Veren Yetenekli Böcekler

Çölde yuvalarını bulan karıncalar, zekice tuzak kuran örümcekler, optik kurallarını bilen kelebekler, yakalanmaktan kurtulan sinekler, kusursuz binalar inşa eden termitler, bilgisayar ağına sahip akrepler...

Evrimcilerin sözde ilkel canlılar olarak tanımladıkları böcekler, yaptıkları zeki davranışlar ile birçok konuya çözüm arayan bilim dünyasına yol göstermeye devam ediyorlar.


Dünyanın her köşesinde yaşayabilen ve tüm canlı türlerinin yaklaşık olarak %80’ini oluşturan böcekler, bilim adamları tarafından her geçen gün yenileri keşfedilen mükemmel özellikleri ile birer yaratılış harikasıdırlar. Bu keşiflerden biri de Berlin Humboldt Üniversitesi’nde yapılmış ve böceklerin birçok canlı türü gibi zeki davranışlarda bulunduklarını ortaya koymuştur. Böceklerin sergiledikleri bu zeki davranışlar Yüce Allah’ın kadri, kuvveti, yaratışındaki incelikler, çeşitlilik ve üstün aklı bir kez daha gösterir. Yüce Allah her şeyi olduğu gibi böcekleri de üstün bir ilimle ve bir hikmetle yaratmıştır. Bu gerçek Kuran ayetlerinde şöyle haber verilmiştir:

“Şüphesiz, mü’minler için göklerde ve yerde ayetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 3-4)

Yakalanmaktan Kurtulan Sinekler

ABD’li bilim adamları, sineklerin bir tehdit anında kaçıp kurtulma yeteneklerini, hızlı çalışan beyinlerine ve bir sonraki hareketi planlama yeteneklerine borçlu olduklarını belirlemişlerdir. California Teknoloji Enstitüsü’nde görevli bilim adamları vurmaya çalıştıkları meyve sinekleriyle ilgili bir film çekmişler, çektikleri bu filmleri izledikten sonra, sineklerin sıçramadan çok önce tehdidin yerini hesapladıklarını ve bir kaçış planı geliştirdiklerini bulmuşlardır.

Sinek tehdit karşısında büyük ya da küçük duruş değişikliğini yapıp yapmaması gerektiğini Yüce Allah’ın yarattığı özelliklerinden faydalanarak bilmektedir. Sinek, tehlikenin nereden geldiğini söyleyen gözlerinden aldığı görsel bilgiyle, bir sonraki uygun duruşa geçmek için nasıl hareket etmesi gerektiğini söyleyen bacaklarından aldığı mekanik-duyumsal bilgiyi Yüce Allah’ın dilemesiyle birleştirir. Bu nedenle temizlenirken, beslenirken ya da sadece yürürken bile bu hızlı kaçışı başarır. Sineklerin tehditi algılaması ve bundan sonraki hareketlerini yaklaşık 200 milisaniyede gerçekleştirmeleri Allah’ın bu canlıların beyinlerinin hızı ve kompleksliğini kusursuz olarak yarattığını ortaya koyar. Sineğin sahip olduğu yaratılış özellikleri bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmiştir:

“Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise, “Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?” derler. Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.” (Bakara Suresi, 26)

Akrepteki Bilgisayar Ağı

Çölde yaşayan kum akreplerinin gözleri hemen hemen hiç görmez. Buna karşın her bir ayağının ucunda bulunan ve “milimetrenin milyonda birinden daha küçük titreşimlere” yol açan hareketleri bile tespit eden algılayıcıları sayesinde avlarını kovalayabilir ya da düşmanlarından kaçabilir. Kelebek konması gibi, akrebin yakınındaki en ufak bir hareket kumda titreşim dalgası oluşturur. Her dalganın yayılma hızı farklıdır. Akrep bu dalgaların kendisine ulaşma süreleri arasındaki farktan ava olan mesafesini belirler. Avdan yayılan düşük hızlı dalganın, akrebin ava en yakın algılayıcısı ile en uzaktaki algılayıcısına ulaşmasından da avın hangi tarafta olduğu tam olarak belirlenir. Hatta bu son iki sinyal akrebin tam bir hesaplama yapabilmesi için biraz geciktirilir. Ancak bu geciktirme süresi bile göz açıp kapama süresinden kısadır. Nitekim iki sinyal arasındaki fark, saniyenin beş yüzde biri kadar ise akrep saldırı için bir an bile beklemez. Akrebin bir saniyede yüzlerce defa tespit ve hesaplama yapan alıcıları adeta bir bilgisayar ağı gibi işler. Bilim adamları bu konuda araştırmalar yürütmektedirler. Hiç şüphesiz akrepleri bulundukları ortama en uygun özelliklerle yaratan, bütün canlıları yönlendiren, yapmaları gereken şeyleri onlara ilham eden Yüce Allah’tır.

Optik Kurallarını Bilen Kelebekler

Fizikçilerin optikte kullandıkları üç temel kural vardır. Bunlar sırasıyla şöyledir:

1) Bir yüzey, üzerine gelen güneş ışınlarının yüzeyle yaptığı açı 90 dereceye yaklaştıkça ısınır.

2) Aynı açıda güneş ışını alan iki yüzeyden koyu renkli olanı daha çok ısınır.

3) Yansıtıcı bir yüzey, üzerine gelen ışını normali (yüzey ile 90 derece yaptığı var sayılan dikme) ile kaç derece yapıyorsa o açıyla yansıtır.

Size, bugün pek çok kişinin bilmediği ya da farkında olmadığı bu kuralları bilen kelebekler olduğu söylendiğinde ilk başta şaşırabilirsiniz. Fakat Colias kelebekleri bu özelliklere sahip canlılardır. Vücut sıcaklığı 28 dereceden düşük olduğunda uçamayan Colias kelebeği, hemen kanatlarını açar ve sırtını güneşe dönerek güneş ışınlarını dik alacak şekilde durur. Kelebek yeterince ısınıp vücut ısısı 40 santigrad dereceye çıktığında kendi ekseni etrafında 90 derece döner. Böylece güneş ışınlarını yatay alır hale gelir. Bu durumda güneş ışınlarının ısıtıcı etkisi en aza indirildiğinden kelebeğin vücut ısısı düşmeye başlar.

Ayrıca bu cins kelebeklerin kanatlarında siyah lekecikler bulunur. Üstelik bunlar vücudun en çok ısınmaya ihtiyaç duyduğu yerlere yakın olarak yerleştirilmiştir. Böylece daha çabuk ısınan lekeciklerden yapılacak ısı nakli için kullanılan mesafe kısalmış ve tam bir yarar sağlanmış olur. Pieris cinsi kelebekler ise kanatlarını öyle bir açıda ayarlarlar ki, tıpkı bir mercekteki gibi tüm ışınları vücutlarının en çok ısınması gereken yerlerinde toplarlar.

Şüphesiz bu kelebekler, hayatlarının hiçbir döneminde fizik optik eğitimi almamışlardır. İçlerindeki herhangi birinin bir şekilde bunları öğrenip sonraki nesillere bırakmış olmasının imkansızlığı da ortadadır. Colias ve Pieris kelebeklerine en çok ısınmak için ne yapmaları gerektiği, hem kendilerinin hem de güneşin ve onun ışınlarının Yaratıcısı, eşi-benzeri olmadan yaratmaya kadir olan Allah tarafından ilham edilmiştir.

Çölde Yönünü Bulan Karınca

Yön bulabilmek için pusulaya, bir de haritaya ihtiyaç vardır. Harita insana nerede olduğunu, pusulaysa nereye gideceğini gösterir. Tunus’un Akdeniz kıyısındaki Mahore’s yakınlarında yaşayan siyah çöl karıncası, sabah güneşinin yükselmesiyle 70 dereceye kadar yükselen çöl kumunun sıcağında, yuvasından ısıya kendisi kadar dayanıklı olmayan başka böceklerin ölülerini aramak için çıkar. Bu uzun bacaklı çöl canlısı istediğinde saniyede 1 metre yol katedebilir. Çöl karıncası yuvasından başlayarak 200 metre uzağa kadar varabilen bir alanda sık sık durarak ve olduğu yerde dönerek dolambaçlı bir yol izler.

Ama bu zikzakların bütün karmaşasına rağmen, yiyeceğini bulduğunda, hemen yuvasına doğru düz bir çizgi izleyerek yola koyulur. Çöl gibi bir arazide yön belirlemeye yarayan işaretlerin azlığı düşünüldüğünde, karıncanın başardığı işin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Araştırmalar, karıncaların gökyüzünü bir pusula gibi kullandığını ve görme duyularının özellikle güneşin polarize ışığına duyarlı olduğunu göstermiştir.

Dünyanın En İyi İnşaat Mühendisleri Termitler

Bir karınca büyüklüğündeki termitler, yüksekliği 7 m.’yi bulan dev yuvalar yaparlar. Her yuvanın içinde sayıları 1 milyonu aşan bir termit kolonisi yaşar.

Yuva koloninin yaşaması için gerekli tüm konfora sahiptir. Yuva, yukarı doğru açılan kanallar aracılığıyla devamlı olarak havalandırılır. Alt kısımda koloninin gıda ihtiyacını karşılamak için mantar yetiştirilir. Burada tarım yapılabilmesi için ısı 30 derecede, karbondioksit oranı %2,7’de sabitlenmiştir. Ayrıca bir soğutma ve nemlendirme tertibatına sahip olan yuvada; bir kraliçe odası, larvaların bakım odaları, besin depoları ile tüm mekanları birbirine bağlayan koridorlar ve güvenlik kapıları da bulunur. Üstelik bu yuvanın inşaatında çalışan tüm işçi termitler kördür.

Mühendisler termit yuvalarını örnek alarak akıllı binalar inşa etmektedirler.

Kör termitlerin ortaya koydukları bu beceri, bilinç gerektiren, akıl ve muhakeme yeteneğinin varlığına işaret eden davranışları gerektirmektedir ve termitler de tam da gerektiği gibi yetenekler sergilerler. Çünkü termitler de dünyadaki diğer tüm canlılar gibi Yüce Allah’ın yaratma sanatının kusursuz delillerinden biridir.

Taklit Yapan Örümcek

Afrika, Asya ve Avustralya’nın çöllerinde ve ormanlarında yaşayan Beyaz Bıyıklı Portia cinsi olarak bilinen bir örümcek cinsi, yiyecek için diğer örümceklere zekice bir tuzak kurar. Diğer bir örümcek ağının köşesine giderek ağa düşmüş bir böcek sesi çıkarmaya başlar ve avını yakalamaya gelen örümceği avlar. Bu örümcek avlanırken deneme-yanılma yöntemini uygular. Avı gelip geçerken Portia Labiata sessizce saatlerce bekler ve saldırmak için en mükemmel anın gelmesini bekler. Küçük bir örümceğin bir avın yakalandığında çıkarttığı sesleri taklit etmesi, avını yakalamak için sabırla beklemesi, elbette kendisinden kaynaklanmaz. Örümceğin avlanma taktikleri kullanma gibi zeka örneği gerektiren davranışlarda bulunması Yüce Allah’ın bu canlıya ilhamının bir sonucudur.

Böceklerin Sergiledikleri Zeka Yüce Allah’ın Kusursuz Yaratışının ve Üstün Aklının Örneklerinden Sadece Biridir

Böceklerin sergiledikleri zeki davranışlar, evrim teorisinin geçersizliğini bir kez daha ispatlar. Çünkü böceklerin sahip oldukları bu yetenekler, hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir ve onların evrim geçirmediklerini ortaya koymaktadır.

Böcekler, sergiledikleri bu zeki davranışlarla kendilerini kusursuz yaratan üstün bir gücün, Yüce Allah’ın varlığının delilerindendirler. Bu canlıları da, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları da Yüce Allah yaratmıştır. Allah, üstün ve benzersiz bir aklın delillerini görebilmemiz için birbirinden kusursuz, birbirinden detaylı sistemler var etmiştir. Allah Kuran’da bu gerçeğe şöyle dikkat çekmiştir:

“Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır.” (Zariyat Suresi, 20)


sitemiz kez ziyaret edilmiştir.
http://haberanatomi.blogspot.com/